Dağcılığa 1 yıllık aranın ardından geçtiğimiz haftalarda Dedegöl Dağı ile tekrar başlamıştım faaliyetlere. Dağcılık efradında kolay dağlardan biri olarak bilinse de Dedegöl, uzun bir süre ara verdikten sonra bir de batonsuz tırmanınca, kolay gibi görünen Dedegöl’ün inişi bana Medetsiz Dağı kadar uzun geldi. Bacaklarım ‘yıllar sonra halısaha maçına gitmişim gibi’ hamladı. Hamlığı üzerimden attıktan sonra, çok ara vermeden Erciyes için niyetlendim bu sefer. 2 yıl önce aldığım ama kullanma fırsatı bulamadığım kar küreğini de ilk kez kullanacağım için mutluydum ancak iptal etmek zorunda kaldım faaliyeti. Sanırım bir sonraki faaliyet yeni yılda olacak benim için. 2026 yılı biraz daha kendime ve iç dünyama dönük bir yıl olacak.

Geçmişteki bazı alışkanlıklarımı tekrar edinmek istiyorum önümüzdeki yılda. Eskiden çok okuyan bir insandım mesela. Son 2 yıldır gündemimin çok yoğun olmasından dolayı istediğim seviyede gitmiyor kitaplarla olan münasebetim. Şimdilerde gündem yine yoğun benim açımdan ama bunun daha fazla mazeret olmasını istemediğim için kitap bakmak üzere bir kitapçıya girdim. Raflar arasında dolaşırken William Mulligan’dan Stoacının El Kitabı adlı kitabını gördüm. ‘Güzel bir başlangıç kitabı olacak’ düşüncesiyle kitabı alıp kasaya yöneldim. Zira Stoacılık ile ilk tanışmam Daily Stoic adında bir mail bültenine kaydolmam ile başlamıştı. Mail kutuma düşen bu mailleri okumak günlük rutinlerimden biri artık. Stoacılık felsefesinin en temel öğretisi de bu aslında. Günlük küçük alışkanlıkların zamanla hayatta daha iyi seçimler yapmamızı sağladığı, iyi seçimlerin de mutluluk getirdiği…

Yorum bırakın