Yıllar sonra yeniden.

33 yıllık ömrümde zaman zaman niyetlendiğim ancak hayat koşuşturmacası içerisinde bir türlü tutunamadığım bir alışkanlıktı blog yazmak. Domain de aldım. Kendimce tasarım da yaptım ama olmadı. Tıpkı ‘spor salonuna 1 yıllık kayıt yaptırıp ama 1 ay sonra önünden bile geçmemeye’ benziyordu benim için. Öyle bir alışkanlık ya da ‘alışamadı hayatıma’ demek daha doğru olur.

Cahit Sıtkı literatürüne göre yolun yarısına yakın olduğum şu günlerde okuduğum bir kitap ve sonrasında zihnimde oluşan farkındalıkları hayatıma yerleştirme çabalarımın başarılı olması, bu problemi aşmama vesile oldu. Bu başarıyı ölçmem 3 ayımı aldı. Hep edinmek istediğim gerek mesleki gerek sosyal hayat gerek iç dünyama dair küçük alışkanlıkları edinme sürecimde ilk prensibim ‘Bir sıfırdan büyüktür’ oldu. ‘Küçükte olsa başla.’ diyerek başladım hepsine tek tek. Sonrasındaki süreç ise tamamen düzenli olarak yapabilmek üzerine kurulu. Okuduğum kitaptan ve küçük alışkanlıkları edinme sürecimden ilerleyen yazılarda bahsederim belki. 

Bu seferki blog serüvenim ne kadar sürer bilmiyorum ama öncekilerden uzun olacağı kesin. Yeni bir isim bulmaktansa yıllar önceki denemelerimde kullandığım ‘gocebegezmen’ mahlası ile devam etme kararı aldım. Bu mahlası dağcılık faaliyetlerimi paylaştığım sosyal medya hesaplarımda kullanıyorum genelde. Blogda dağcılık ile ilgili faaliyet raporları da yayınlayabilirim belki bilemiyorum. Vaad ettiğim tek şey hiç bir vaadde bulunmamak. 30’lu yaşların hayatıma kattığı şeylerden biri de bu oldu.

Fırsat buldukça WordPress’i de kurcalamam lazım. Site tasarım işinin oldukça amatörüyüm zira. Belki dağınık bulunabilir tasarım. Gerçek hayatta hiç öyle değilim oysaki. Zamanla kendime yetecek kadarını öğrenirim.

Yorum bırakın

Ben Göçebe Gezmen

Türk Dil Kurumu’na göre göçebe, yerleşik tarımsal faaliyet dışında kalmış kişilere denir. Elbiseyi, ayakkabıyı kirleteceği korkusuyla yere basmaktan imtina ettiğimiz 21. yüzyılın kompozit kaplama şehir hayatında bir beyaz yakalı olarak kurumsal gömlek olsa da üstümde, toprak cildime sürülen kırışıklık giderici krem gibidir. Tırnaklarıma kadar kazar, şarabın iyisini koklayarak seçen gurmeler gibi ben de toprağı öyle koklarım. Doğaya çıkmak, gezmek, okumak kadar yazmakta bir ihtiyaç olunca işte buradayım! Neyi, nasıl yazdığımın bir önemi yok; maksat zaman kapsülü içerisinde kaybolmamak, zinde kalmak! (14 Aralık 2025)